İslam dünyasında önemli kandil gecelerinden biri olan Berat Kandili, af, mağfiret ve kurtuluş gecesi olarak kabul edilir. Osmanlı’dan günümüze kadar uzanan bu mübarek gece, dini ve toplumsal hayatta derin izler bırakmıştır. Berat kelimesi Arapça kökenli olup “temize çıkma, günahlardan arınma” anlamına gelir. İslam inanışına göre, bu gece Allah’ın kullarına rahmet kapılarını açtığı, günahları bağışladığı ve duaların kabul edildiği mübarek bir zamandır. Berat Kandili, Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gece kutlanır ve Ramazan’ın habercisi olarak görülür.
Osmanlı Devleti’nde Berat Kandili, hem dini hem de sosyal hayatın önemli bir parçasıydı. Saraydan halkın en ücra köşelerine kadar herkes tarafından büyük bir coşkuyla idrak edilirdi. Padişahlar, Ayasofya, Sultanahmet ve Süleymaniye gibi büyük camileri kandillerle donatarak bu mübarek geceyi ihya ederlerdi. Bazen bizzat camilere giderek namaz kılar ve halkın dualarına ortak olurlardı. Özellikle Sultan III. Ahmed ve Sultan II. Mahmud’un Berat Kandili’ne özel ilgi gösterdiği bilinmektedir. Sultan III. Ahmed döneminde, camilerde kandillerin yakılması ve halkın dualarla bu geceyi geçirmesi için özel talimatlar verilmiş, Sultan II. Mahmud ise bu gecelerde halkın sıkıntılarının giderilmesi için büyük ölçekli yardım kampanyaları düzenletmiştir. Padişahların bu gecelerde devlet adamlarına, ulemaya ve yeni atanan valilere beratlar (fermanlar) dağıtması da Osmanlı’daki en önemli Berat Kandili geleneklerinden biriydi. Bu beratlar, genellikle yeni görev atamalarını veya önemli devlet nişanlarını içerirdi.
Osmanlı döneminde Berat Kandili, toplumsal dayanışmanın da önemli bir göstergesiydi. Fakirlere yardım edilmesi, sadakaların dağıtılması ve büyük hayır sofralarının kurulması gelenek haline gelmişti. Zenginler mahalle fırınlarında halka ücretsiz ekmek ve helva dağıtır, camilerde kandil simitleri ikram edilirdi. Bu gelenek, Osmanlı’nın derin sosyal yapısının ve dayanışma ruhunun bir yansımasıydı. Ayrıca, bu geceye özel olarak camiler kandillerle süslenir, mahyalar asılarak “Berat Gecesi Mübarek Olsun” gibi mesajlar verilirdi. Özellikle Sultanahmet Camii gibi büyük camilerde mahyaların oluşturduğu ihtişamlı görüntü, halkın geceyi büyük bir huşu içinde geçirmesini sağlardı.
Osmanlı’da ayrıca bu gece, padişahların tebaanın dilek ve şikayetlerini dinlediği özel zamanlardan biriydi. Sarayda düzenlenen Berat meclislerinde halkın sorunları dinlenir, mahkumlar affedilir, borçlulara kolaylık sağlanırdı. Bu uygulama, Osmanlı’nın adalet ve merhamet anlayışını simgeleyen önemli bir gelenek olarak kabul edilirdi. Özellikle Sultan Abdülhamid II, Berat Kandili gecelerinde bağış ve yardımlara büyük önem vermiş, fakir ailelere düzenli yardımlar yapılmasını sağlamıştır.
Cumhuriyet döneminde de Berat Kandili önemini yitirmemiş, geleneksel uygulamalar devam ettirilmiştir. Camiler süslenmeye ve halk ibadetlerini yerine getirmeye devam etmiştir. Günümüzde de Berat Kandili, camilerde kılınan namazlar, edilen dualar, verilen sadakalar ve hayır işleriyle ihya edilmektedir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte televizyonlarda ve sosyal medyada Berat Kandili ile ilgili programlar, dualar ve bilgilendirici içerikler paylaşılmakta, online hayır kampanyaları düzenlenmektedir. Dijital ortamda yapılan dini sohbetler ve bilgilendirici yayınlar, bu mübarek gecenin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamaktadır.
Berat Kandili, Osmanlı’dan günümüze kadar büyük bir coşkuyla kutlanan, affın ve rahmetin simgesi olan mübarek gecelerden biridir. Osmanlı döneminde padişahların ve halkın büyük bir coşkuyla idrak ettiği bu gece, günümüzde de hala önemini korumaktadır. Camilerde yapılan ibadetler, toplumsal dayanışma ve manevi atmosfer, Berat Kandili’ni İslam dünyası için vazgeçilmez bir gece haline getirmektedir. Bu mübarek gecede dualarımızın kabul olması, günahlarımızdan arınmamız ve manevi huzura erişmemiz dileğiyle hayırlı kandiller…